CBAM (Carbon Border Adjustment Mechanism),
Avrupa Birliği’nin iklim değişikliği ile mücadele stratejisi kapsamında geliştirdiği, karbon kaçağını önlemeye yönelik bir mekanizmadır. Bu sistem, karbon yoğun sektörlerden gelen ürünlerin AB pazarına girişinde uygulanan bir tür karbon vergilendirme sistemidir.
Amaç, Avrupa dışındaki ülkelerden gelen ve karbon salımı yüksek olan ürünlerin rekabet avantajı elde etmesini engellemek ve global ölçekte daha sürdürülebilir bir üretim anlayışını teşvik etmektir.
Bu sayede hem çevresel sorumluluk paylaşımı sağlanmakta hem de sanayiler arası adil rekabet koşulları korunmaktadır.
CBAM, Avrupa Yeşil Mutabakatı (European Green Deal) kapsamında 2050 karbon nötr hedefini destekleyen temel araçlardan biridir. Mekanizmanın başlıca amaçları:
CBAM, ilk aşamada karbon yoğun sektörleri kapsamak üzere tasarlanmıştır. Şu anda sistem kapsamında yer alan başlıca ürün grupları:
İlerleyen yıllarda organik kimyasallar, plastik ürünler, seramik ve kağıt ürünleri gibi diğer sektörlerin de sisteme dahil edilmesi planlanmaktadır. Sadece çevresel bir düzenleme değil; aynı zamanda ticari sürdürülebilirlik, yeşil rekabet ve marka itibarı açısından kritik bir dönüm noktasıdır.
Geçiş dönemi boyunca (2023-2025):
📤 İhracatçı firmalar, ürün bazında karbon ayak izini hesaplamak zorundadır.
📄 Veriler 3 aylık dönemlerde AB’ye raporlanmalıdır.
🔎 Raporlar üretim, enerji tüketimi, ham madde kullanımı gibi detayları içermelidir.
❗ Doğru raporlama yapılmaması durumunda yaptırımlar uygulanabilir.
Bu nedenle firmaların, CBAM’a uyumlu hale gelmek için karbon ayak izi hesaplaması, yaşam döngüsü analizi (LCA) ve sürdürülebilirlik veri yönetimi alanlarında kendilerini geliştirmesi gerekmektedir.
Ayrıca dijital izleme sistemleri, otomatik veri toplama çözümleri ve doğru raporlama altyapısına yatırım yapılması büyük önem taşımaktadır.
1. Geçiş Dönemi (2023 – 2025)
Bu dönemde firmaların herhangi bir karbon vergisi ödeme zorunluluğu bulunmamaktadır. Ancak, bu sürecin firmalar açısından yalnızca bir hazırlık süreci değil; aynı zamanda bir zorunlu karbon veri raporlama dönemi olduğunu unutmamak gerekir.
Her üç ayda bir, AB’ye ihraç edilen ürünlerin karbon emisyonuna dair detaylı raporlama yapılması gerekmektedir. Bu raporlamalar;
içermelidir. Ayrıca firmaların bu verileri doğruluk, şeffaflık ve tutarlılık ilkelerine uygun biçimde sunması beklenmektedir. Bu dönemde raporlamasını eksik veya hatalı yapan firmalar, 2026 itibariyle yaptırımlarla karşılaşabilir.
Dolayısıyla geçiş dönemi, sadece bir raporlama dönemi değil, aynı zamanda karbon yönetimi altyapısının kurulması için bir fırsat penceresidir. Firmalar bu süre zarfında MRV sistemlerini (İzleme, Raporlama, Doğrulama) kurarak, dijital veri takibini ve sürdürülebilirlik stratejilerini hayata geçirmelidir.
2. Tam Uygulama Dönemi (2026 ve Sonrası)
2026 itibarıyla firmalar, AB’ye ihraç ettikleri ürünlerin karbon içeriğine göre CBAM sertifikası satın almak zorunda kalacak. Bu uygulama, fiilen bir karbon vergisi ödeme anlamına gelir ve AB Emisyon Ticaret Sistemi (EU ETS) ile paralel şekilde çalışacaktır.
Bu aşamada karbon fiyatlandırması, Avrupa'daki karbon piyasalarında oluşan fiyatlara göre belirlenecektir. İthalatçı firmalar;
CBAM sertifikaları, firmaların ithal ettiği ürünlerin karbon emisyonunu dengelemesi amacıyla satın alınır ve “kirleten öder” prensibiyle uyumludur. Bu, karbon salımını yüksek tutan firmaların daha fazla mali yükle karşılaşacağı anlamına gelir.
Ayrıca, bu dönemde AB dışı ülkelerde uygulanmakta olan karbon fiyatlandırma sistemleri (örneğin: Türkiye’de kurulacak ulusal ETS) dikkate alınarak, bu tür ülkelerden gelen ürünler için ödenecek CBAM miktarı azaltılabilir.
Sonuç: Uyum ve Rekabet İçin Stratejik Dönüşüm Şart
CBAM’ın iki aşamalı yapısı, firmalara hem teknik hem stratejik olarak hazırlık yapma imkânı tanımaktadır. Ancak bu geçiş döneminin iyi değerlendirilmemesi durumunda, 2026 sonrası oluşacak mali yükler firmaların rekabet gücünü zayıflatabilir.
Bu nedenle firmaların:
gibi alanlara odaklanması; sadece CBAM’a uyum sağlamakla kalmayıp aynı zamanda yeşil dönüşüm sürecinde lider konuma gelmelerine yardımcı olacaktır.
Türkiye, AB'nin en büyük ticaret ortaklarından biridir. Dolayısıyla CBAM düzenlemeleri, özellikle çimento, demir-çelik ve gübre sektörlerinde faaliyet gösteren ihracatçı firmalar için büyük önem arz eder.
CBAM ile birlikte, Türk firmalarının artık sadece fiyat değil, aynı zamanda sürdürülebilirlik kriterlerine uyum açısından da rekabet etmesi gerekmektedir. Bu nedenle;
Albedo Karbon, CBAM uyum sürecinde Türk firmalarının karşılaştığı teknik, operasyonel ve yasal zorlukları aşmaları için profesyonel çözümler sunar.
Bu hizmetlerle firmalar, CBAM uyumluluğunu sağlarken aynı zamanda çevresel itibarlarını da güçlendirir.
Kullanıcı deneyiminizi daha iyi hale getirmek için bu web sitesinde çerezleri kullanıyoruz. Devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş oluyorsunuz